24 Ekim, 2008

BÜTÜNLEYİCİ BİREYSEL TERAPİ


Bütünleyici yaklaşım
Birçok zihinsel sıkıntıların ve sosyal sorunların kökeninde, iç benlik sistemindeki örgütlenmede sorunlar yer aldığını gözlenmiştir. İç benlik sistemi psikolojide ego örgütlenmesi olarak deyimlenir. Ego 3 yaş civarında örgütlenmeye başlar ve daha sonra kendilik tasarımı için anne ve babanın veya yakın ebeveynlerin duyguları, düşünceleri ve davranışları öğrenilerek içselleştirilir. Yani bebek beyni ve bedeni geliştikçe ruhsal sistemi ile birlikte ve uyum içinde duygu, düşünce ve davranış kalıplarını içine atmaktadır.

Bazı teorisyenler Freud'un ileri sürdügü dinamik ve cinsel kökenli gelişim yerine sadece öğrenme ve içe atma ile ilgili gelişmenin öne çıktığını ileri sürerler. Nedenler ve kökenler ne olursa olsun, içselleştirilmiş ego / kendilik yapısı, bebeğin biyolojik gelişimi ile kültürel ve cinsel gelişiminin karışımı şeklinde olgunlaşır.

Öğrenim ve içe atma aşamalarında çatışmalar ve dengesizlikler küçük dahi olsa ruhsal gerginlikler bilinç dışında yer alır. Bilinç dışındaki "anı adacıkları" ve onlara verilen dürtüsel yanıtların ne zaman ortaya çıkacağı bilinemez. Yine de genellikle yaşamın herhangi bir anındaki bu anı adacığını gündeme getiren durumlar benzeri dürtüleri ortaya çıkartır. Bunlar zihinsel veya sosyal belirti ve bulgular olarak belirmeye başlar.

Basit bir endişeden ileri derecede depresyona kadarki bir kuşakta, belirli bir durum karşısında kişiyi avucuna alan ANI ADACIĞI < = > DÜRTÜ etkileşimi kişinin zihinsel sürecini bozmaktadır. Yani duygu-düşünce-davranış aksında bozulmalar gözlenebilmektedir.

Bütünleyici terapinin görevi bu aşamada ben yapısının güçlendirilmesi ve bütünlüğü bozulmuş ego parçacıkları arasında bir barış anlaşması sağlayabilmektir. Böylece bilinç dışı süreçlerden kaynaklanan dürtüleri farketmek ve müdahale etmek imkanı ortaya çıkabilmektedir.

Bireysel yaklaşım
Sonuçta kişinin gerek kendisiyle iletişimi, gerekse sosyal etkileşimi sıkıntılandığı için bireysel bir terapi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. İster sosyal fobi, ister evlilik sorunları, isterse çiftlerin sorunları olsun terapide bireysel yaklaşım egonun geri bildirimle aydınlanması açısından zorunlu görünmektedir. Kişinin egosu çatışma yaratan içsel etkilere direnecek güce ulaşınca dış sorunlarla başetme gücüne ulaşmaktadır.

Bu nedenle evlilik ve eş terapilerini de bireysel olarak sürdürme taraftarıyım. Pratik deneyimlerime göre; ancak her iki taraf yeterli içgörüye ve esneme gücüne ulaşınca sohbetlerin birlikte yörütülmesi yararlı olabilmektedir.

Benzer şekilde grup terapilerinin geri bildirim ve zihinsel olgunlaşma açısından yararlı olmakla birlikte, çoğu durumda, sonuca ulaşma açısından geciktirici etkisi olduğuna inanıyorum. Doğru ve etkili bir grup terapisi için yetenekli ve deneyimli bir uzmanın gözetiminin gerekliliği belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. ( Bkz. Kısa Süreli Grup Terapileri . Irvin D. Yalom, Kabalcı Yayınevi, Mart 2003; Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği , Irvin D. Yalom, Kabalcı Yayınevi, Mayıs 2002 )

Terapötik yaklaşım
Terapide ego sisteminin bütünleştirilmesi ve uyumlandırılması için kullanılabilecek bütün yöntemlerin danışanın ihtiyaçlarına ve kapasitesine uygun bir aşama içinde kullanılması yararlı olmaktadır. Uygulamalarda edindiğim izlenime göre; kişinin üstüne uyan bir giysi gibi, terapinin de kişiyi kavraması, eğreti durmaması ve rahatsızlık vermemesi gereklidir. Bu nedenle danışanın uyum sağlayamayacağı terapötik yaklaşımların diretilmesi veya empoze edilmesi psikoterapiye karşı olumsuz bir önyargının çıkmasına neden olabilmektedir. Elbette seanslar sırasında yeterli esnekliği sahip olmak da bir zorunluluk gibi görünmektedir.

Bu nedenle seanslarımda danışanın ihtiyacına yönelik bir örgü ortaya çıkarmak amacıyla, öngörüşme de bir taslak şema ortaya konulur. Daha sonra terapilerin ilerleyen aşamalarında, danışanla birlikte bu örgünün üzerinden tekrar geçilir ve gerekli ise farklılaştırılır. Bu nedenle telefonla bilgi isteyenlere genellikle başlangıç standart örgüsü hakkında bilgi verilir, ancak bu terapi örgüsü daha öngörüşmede dahi değişebilir. Danışanla bir öngörüşme yapılması gereksinimini doğuran bu durumdur.

Hiç yorum yok:

http://www.kodarsivim.tr.gg

En çok hangi bölümle ilgilisiniz?

Bitkilerin Şifa Dağıttığına İnanıyor Musunuz?