07 Eylül, 2008

KIRMIZI ŞARAP

Kırmızı şarabın insan ömrünü uzatma konusunda daha önce bilindiğinden daha da etkili olduğu saptandı. Yeni bulgular ışığında bilim adamları şimdi şaraptaki etkin maddelerden ilaç yapmayı planlıyor. Bazı kırmızı şaraplarda etkin madde olarak bulunan resveratrol maddesi laboratuar ortamında farelere enjekte edildiğinde oksidasyon(hücre yaşlanmasının kimyasal ifadesi) seviyelerinin hızla düştüğü gözlemlendi. Bu bulguların ışığında bazı bilimadamları resveratrol maddesini kapsül olarak üretme projelerini geliştirmek üzere çalışmalara başladı.Şarap içmenin alışkanlık haline geldiği İtalya, Fransa ve Yunanistan gibi ülkelerde insan ömrünnün normalden uzun, ortalama kolesterol seviyelerinin de dünya ortalamalarından düşük olduğu biliniyor. Akşamları bir kadeh kaliteli kırmızı şarap sizin de ömrünüzü uzatabilir. "Resveratrol" adlı kimyasalın önemli bir sinir enziminin etkinliğini yedi kat arttırdığı bilinmektedir.

Sağlıklı yaşamın temel ilkelerinden olan ‘kararlı miktarda tüketim’ ilkesi şarap için de geçerlidir. Nasıl günde 3 kilo çikolata veya 3 büyük karpuz yemek vücudumuzu zorlarsa, günde 3 şişe şarap tüketmek de sağlıklı beslenme çizgisini aşacaktır. Kararlı miktarda tüketim, tüm yiyecek ve içeceklerde olduğu gibi, şarapta da dikkat edilmesi gereken konuların başında gelmektedir. Şarabı severek içen çoğu kişi, nadiren de olsa baş ağrısı, halsizlik gibi ertesi güne sarkan sağlık sorunlarıyla karşı karşıya gelmiştir. Bunların başlıca sebebi, tüketilen yüksek miktarla beraber içilmesi unutulan sudur. Dehidrasyon, yani vücudun susuz kalması, böyle durumlarda beyine giden damarlara baskı uygulayarak bu tür şikayetlere yol açar.

Düzenli ve ölçülü şarap kullanımının insan vücuduna etkileri;

  • Şarap, sindirim bezlerini uyarır; ve mide asidinin işlevini koruduğu, barsak hareketlerini hızlandırdığı ve vitaminlerin, minerallerin emilmesini artırdığı için, vücudun sindirim verimini yükseltir,
  • Kalp adelesinin kanlanmasını arttırdiğı için, şarabın kalp enfarktüslerinde koruyucu bir etkisi vardır; ve kanda kolesterol düzeyini düşürdüğü, kan akımını kolaylaştırdığı ve tromboz eğilimini azalttığı için, damarların esnekliğinin sağlanmasında da önemli bir rolü vardır,
  • İştahı artırır ve tat alımını yoğunlaştırır,
  • Böbrekleri uyardığı için su atılımını hızlandırır, idrar miktarını çoğaltır ve metabolizma artıklarının atılımını sağlar,
  • Bakteri ve virüsleri öldürdüğü; ve insanın bağışıklık sistemini harekete geçirdiği için, hastalıklara karşı koruyucu etkisi vardır,
  • Çok korkulan gezgin ishallerinde, zehirleri nötrleştirici etkisinden dolayı faydalıdır,
  • Kemik kireçlenmesini engeller ve özellikle kadınlarda tehlike oluşturan osteoporoza karşı korur,
  • Bioregenerasyon şeklinde de etkilidir, zira artmış aktivite sonucu oluşan mineral kayıplarını karşılar ve vücutta denge ve zindeliği sağlar,
  • Yaşlılığa bağlı, beyin fonksiyonlarındaki azalma, düzenli şarap kullanımı ile yavaşlatılabilir; ve ayrıca, beyin kanlanması ve beyin dokusunun oksijenlenmesini artırdığı için, bedensel ve zihinsel aktiviteyi koruyucu etkisi vardır,
  • Birçok sanatçı ve tarihe geçmiş ünlü kişiliklerden bilindiği üzre, yaratıcılığı ve fantezileri artırır,
  • Rahatlamayı ve stres atılımını kolaylaştırır,
  • Doğal antioksidanlar içerdiği için, hücre yaşlanmasını yavaşlatır ve kanser ölümlerini azalltığı için, yaşam süresini uzatır,

    Şarap ve Diyet
    Bir kadeh beyaz şarapta ortalama 100, kırmızı da ise 120 kalori bulunur. Dömisek ve tatlı beyaz şaraplarda ise, şeker miktarı arttığından, bu 150 kaloriye kadar çıkabilir. Şarap, tamamen üzümden üretilen, maya ile fermentasyonu sonucu alkol içeren, bir süre çelik tanklarda fıçılarda ve/veya şişede yıllanan tamamiyle doğal bir üründür. Şarapta düşük miktarda proteine de rastlanır. Hiç yağ içermemekle beraber, bir litre şarapta yaklaşık 100 miligram sodyum, 80 miligram kalsiyum, ve 1 ile 10 miligram arası demir bulunur. Alkol oranı ise genelde %12 ile %14 arası olup, tatlı ve kuvvetlendirilmiş şaraplarda bu oran artabilir. Zayıflama veya form koruma diyetlerine rahatlıkla entegre edilebilen şarabın, ayrıca, diğer alkollü içkilere oranla, bölgesel yağlanmalarda, tek bir bölgeye yönelmek yerine daha homojen bir dağılım izlediği de gözlenmiştir. Yine önemli olan konu, miktarı doğru ayarlayıp, kararında tüketmektir. Şarabın içerdiği 700’ün üzerinde mineral ve organik maddeden 50’den fazlasının, insan sağlığına faydaları tıbben kanıtlanmıştır.

    Şarap ve Kanserle Savaş
    Yine son yıllarda tıbben kanıtlanan bir diğer olgu da, şarapta bulunan bir maddenin, hastaların kanserle savaşlarında onlara yardımcı olduğudur. Bu madde, vücutta kemoterapi tedavisine karşı direnen bir proteini etkisiz hale getirerek, tedavinin etkinliğini arttırmaktadır. Yapılan araştırmalar, yüksek miktarda alkol ve sigara tüketiminin kanser oluşumlarına sebep verdiğini gösterse de, içki türlerine göre bir inceleme yapıldığında bira ve yüksek alkollü içkilere oranla şarabın sindirim ve solunum sistemlerinde oluşan kanser vakalarının oluşumunda %40 daha az risk taşıdığını göstermektedir.

    Kırmızı Şarap Beyni Koruyor
    Amerika'da yapılan bir araştırma kırmızı şarabın beyni koruduğunu ortaya çıkardı. Maryland Üniversitesi bilim adamları yapılan denemelerde kırmızı şarabın içindeki resveratrol maddesinin çarpmadan sonra meydana gelen beyin hasarlarını engellediğini belirtti. Bu maddenin beyin enzimlerinde artış sağladığı ve hücrelerin dayanıklılığını artırdığı da tespit edildi. Günde birkaç kadeh şarabın da uzun dönemli bir koruma sağladığı belirtiliyor. Araştırma ekibi başkanı Sylvain Dore, "Şarapla tedavi edildiğinde hasarın yüzde 40 oranında azaldığını gördük"Günde bir buçuk bardak şarap, Alzheimer ve Parkinson gibi, norodejeneratif hastalıkların engellenmesine yardımcı olabilir. Şarap, bilim adamlarının bulgularına göre, düzenli ve kontrollu miktarlarda tüketildiğinde, damar açıcı özelliği ile de beyine ulaşan kan miktarını da arttırmaktadır. ileri yaşlarda meydana gelebilecek beyin kapasitesindeki azalmaları önlemektedir.

    Şarap ve Şeker Hastalığı
    Şeker hastaları da şarap içebilir, ama etiketteki bilgilere dikkat etmek gerekir. Şeker hastalarının, litrede en fazla 4 gram kalan şeker içeren sek şarapları içmesi uygundur. Son zamanlarda toplam şeker oranı 20 gr/litre olanlara da izin verilmiştir ama bu şarapların 85% veya daha fazla oranda früktoz içermesi gerekir.

    Şarap Felci Önlüyor
    British medical Journal'da yayınlanan Danimarkalı uzmanların araştırmasına göre, haftada 1-7 kadeh şarap içilmesi, beyin damarlarından birinin kanama veya pıhtı ile tıkanması yoluyla felç yapma olasılığını %30 oranında azaltıyor. 45-84 yaşları arasında 13 bin 329 kişiyi 13 yıl izleyerek bu sonuca varan uzmanlar, bira ve diğer alkollü içkilerin aynı koruyucu etkiyi göstermediğini söylediler.


    Şarap ve Dolaşım Sistemi - Fransız Paradoksu
    Şarabın anavatanı kabul edilen Fransa, dünyada Japonya’dan sonra kalp hastalıklarının en az görüldüğü ikinci ülkedir. Sıkça rastlanan hipertansiyon vakaları ve aşırı sigara tüketiminin yanısıra, Fransız mutfağının son derece yüksek miktarda doymuş yağ ve kolesterol içerdiği de bilinen bir gerçektir. Tereyağ ve krema gibi bol miktarda kullanılan ürünlerin içerdiği yüksek miktardaki doymuş yağ molekülleri, vücut tarafından tam anlamıyla eritilemediklerinden, dolaşım sisteminde damar çeperlerine yerleşip tıkanıklıklara yol açarlar.
    Bu tıbbi gerçeklere rağmen, Fransa halkının kalp hastalıklarına karşı bu denli dirençli olmalarını ve uzun yıllar yaşayabilmelerini bilim adamları ‘Fransız Paradoksu’ olarak değerlendirmektedir. Bu konudaki çalışmalarıyla tanınan Fransız kardiyolog Dr. Serge Renaud’un yaptığı araştırmalarda, düzenli olarak günde 1 ile 4 kadeh arası şarap içenlerin, hiç içmeyenlere veya 5’ten fazla içenlere oranla daha sağlıklı oldukları sonucuna varmıştır.
    Yapılan tüm istatistiksel çalışmalar sonucu elde edilen yandaki grafikte, şarap veya başka alkollü içecekleri tüketmeyen kontrol grubu, 1 ölçeğinde hastalık riski taşıyan kişiler olarak sabitlenmiştir. Bu da bilinçli tüketimin öneminin altını çizmektedir. University of California, Davis, Enoloji ve Vitikültür Bölümü’nde yapılan son araştırmalarda da, şarabın koroner kalp hastalıklarının oluşumunu azalttığı gözlenmiştir.
    Şarap, kandaki yağ oranını düzenler. Bir yandan kolesterol miktarını azaltırken, diğer yandan, iyi kolesterol olarak bilinen yüksek yoğunluktaki lipoprotein seviyesini arttırır. Yüksek yoğunluktaki lipoproteinler, kandaki yağ moleküllerine saldırarak, onları çözerler. Böylece, damarlar temiz kalır ve kalp hastalıklarına yol açan tıkanıklıklar da önlenmiş olur.

    Şarap ve Sindirim Sistemi
    Şarap, yemekle birlikte tüketildiğinde, tükürük bezlerini ve miğde salgılarını harekete geçirir, miğde çeperindeki kan dolaşımını ve yiyecek zehirlenmelerine yol açabilecek bakterilere karşı direnci arttırır. Yapılan son araştırmalar, şarapta ‘bizmut salisilat’, yani Pepto Bismol olarak bilinen mide ilacının aktif bileşkeninin yüksek miktarda bulunduğunu göstermiştir. Şarabın ülser oluşumunu engellediği bilinmektedir. Şarap içenlerin bünyelerinde, ülser oluşumuna izin veren bakterilere şarap içmeyenlere kıyasla daha az rastlandığı kanıtlanmıştır. Bu değerler günde bir kadeh içenlerde %7, iki kadeh içenlerde %18, iki kadehten çok içenlerde de %33’e varmaktadır. E-coli, Salmonella, Shigella, ve H pylori bakterilerine karşı şarap, içerdiği doğal antitoksinlerle savaşabilmektedir. . Aynı zamanda şarap, rahatlatıcı ve zihin açıcı özelliklere de sahiptir. Güncel streslerden arınmada, akşam yemekleri sırasında ayarlı olarak içildiğinde, sinir sisteminin yeniden güç kazanmasına katkıda bulunarak, profesyonel hayatın gerektirdiği zihinsel ve bedensel yıpranmayı da bir yere kadar önleyebilir.

    Şarabın Yemekle Birlikte Tüketimi
    Şarabın tüketim biçimi de olumlu sağlık koşullarına katkıda bulunur. Yemekle birlikte tüketilen şarabın, bilim adamlarına göre, yiyecek maddeleriyle birlikte sindirilerek kana karışması, doymuş yağ moleküllerinin parçalanmasına katkıda bulunmaktadır. Yüksek doymuş yağ ve kolesterollü beslenme alışkanlıklarına rağmen şarabın yemekle birlikte tüketimi, beraberinde sağlık ve düşük kalp hastalığı riskini getirmektedir.Yemek esnasında, ağır ağır tüketilen birkaç kadeh şarap, diğer alkollü içkilerle kıyaslandığında, sindirim ve dolaşım sistemi üzerinde sayısız olumlu etki sağlayacaktır.

    Şarap Tüketicilerinin Hayat Tarzları
    Şarap ve şağlıklı bir hayat tarzı uyumlu bir birliktelik gösterirler. ABD’de şarap tüketicileri hedef alınarak araştırma yapılan gruplarda, düzenli olarak günde bir veya iki kadeh şarap tüketenlerin, sosyo-ekonomik statülerinin yüksek, eğitim seviyelerinin ileri düzeyde olduğunu ve sporu hayatlarından eksik etmediklerini göstermiştir. Bu tür kişiler, şarabı %80 ev ortamlarında, yemeklere eşlik ederek tükettiklerinden, miktar bir seferde ortalama 1,5 kadehi, haftada ise 4,5 kadehi geçmemektedir. Türkiye’de de alkol tüketiminde artan bilinç ve şarap sevgisiyle beraber oluşan ABD’dekine benzer bir kitle, şarabı ölçülü ve sağlıklarını olumlu yönde etkileyecek biçimde tüketmektedir. Düzenli spor ve dengeli beslenmeyle birlikte sorumlu alkol tüketimi, gelişmiş ülkelerde sağlıklı yaşama doğru kitleleri yönlendiren bir hayat tarzına dönüşmüştür.

    BİLİYOR MUYDUNUZ?
    Resveratrol maddesiyle aynı etkiyi gösterecek ilaçlar geliştirmek üzere 2004 yılında kurulan Sirtris adlı şirketin geçtiğimiz hafta GlaxoSmithKline adlı ilaç üretici gruba 720 milyon dolar karşılığı satılmasının ardından, Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. David Sinclair “Resvaratrol maddesi esasen insanlarda ‘sirtris’ olarak bilinen protein ajanını aktive ederek hücre oksidasyonunu düşürüyor. Eğer araştırma sonuçlarını doğru olarak değerlendirmişsek ‘sirtuin’ maddesini kontrol edebilen ilacı üreten şirket, ilaç endüstrisini kontrol edecek ve belki de tıp ilmini değiştirecektir” diyor.
    ------------------------------------------------------------------------------------
    Hayatı uzatacak iksilerin geliştirilmesi konusu çok eski çağlardan beri simyacıların ilgi alanına girmişti. Bugün dahi vücudun üreme fonksiyonlarından doku yenilenmesine kadar uzanan bir alanda ‘yaşlanmayı durdurucu’ etkileri araştıran çok sayıda ciddi bilim adamı var.
    ------------------------------------------------------------------------------------
    Doku yenilenmesi süreci geliştirilebilirse, yaşlanmanın insan vücudunda yarattığı her türlü etkinin önü alınabilecke demektir. Yaşlanmadan kaynaklanan bütün hastalıkların da bu şekilde tedavisi, hatta daha oluşmadan önlenmesi mümkün olabilecek.
    ------------------------------------------------------------------------------------
    Yaklaşık 20 yıl önce Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) Dr.Leonard Guarente tarafından başlatılan araştırma çalışmaları neticesinde, vücudun ‘sirtuin’leriniaktive ederek doku yıpranmasının durdurulabileceği bugün için kesin olarak saptanmış bulunuyor. Dr.Guarente’nin eski bir öğrencisi olan Dr.Sinclair ise ‘sirtuin’ maddesinin doğal bileşikler kullanılarak tetiklenebileceğini 2003 yılında keşfetti. Bu maddenin tetiklenmesini sağlayan resveratrol maddesi ise bazı kırmızı şarap
    türlerinde zaten bulunuyordu.
    -------------------------------------------------------------------------------------
    Dr.Sinclair’in bulguları birkaç değişik yönde ilerledi. Başka bir takım bilim adamları da kırmızı şarapta bulunan dozdan daha fazlasını farelerde denedi. Illkirch, Fransa’da bulunan Genetik ve Moleküler-Hücresel Biyoloji Enstitüsü’nden Dr.John Auwerx’in yaptığı çalışmalar resveratol enjekte edilen fareleri adeta birer atlete dönüştürdü: Normal farelere kıyasla iki kat hızlı ve iki kat uzun süre koşmaya başladılar.
    İnsanlarda da benzer bir etkinin gözlemlenebileceğine dair henüz herhangi bir veri yok. Dr.Sinclair kesin cevabı buluncaya kadar yapılması gereken daha bir çok deney olduğunu belirtmekle birlikte ‘resveratrol’ maddesinin tam olarak nasıl bir fonksiyon gerçekleştirdiği konundaki tarışmaların halen devam ettiğini vurguluyor.
    -------------------------------------------------------------------------------------

Hiç yorum yok:

http://www.kodarsivim.tr.gg

En çok hangi bölümle ilgilisiniz?

Bitkilerin Şifa Dağıttığına İnanıyor Musunuz?